Erkek eşin evlilik birliğinde çalışma yükümlülüğü

Boşanma davası açıldıktan sonra aldatma durumunda ne olur? Bu yazımızda boşanma davası açıldıktan sonra taraflardan birinin diğer eşi aldatmasını (zina) inceleyeceğiz.

Boşanma davası görülürken sadakat yükümlülüğü devam eder mi?

Sadakat yükümlülüğü, evlilik birliği boyunca devam eden bir yükümlülüktür. Nitekim sadakat yükümlülüğü TMK m. 185 ‘de şu şekilde düzenlenmiştir: “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlarhttps://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf Boşanma davasının açılması hatta mahkemece boşanma kararı verilmesi bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Sadakat yükümlülüğünün tarafları bağlamaması için mahkeme tarafından verilen boşanma kararının kesinleşmesi gerekir. Bu sebeple boşanma davası açıldıktan sonra taraflardan birinin diğer eşi aldatması sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelecektir.       

Boşanma davası devam ederken aldatma sebebini bu davada ileri sürebilir miyim?

Boşanma davası HMK uyarınca dilekçeler ile ileri sürülen vakıalar ve deliller ile sınırlıdır. Bu nedenle görülmekte olan boşanma davasında eğer aldatma (zina) sebebine dayanılmamışsa bu davada zina boşanma nedeni olarak ileri sürülemez. Ancak zina sebepli yeni bir dava açılarak bu dava ile birleştirme talep edilebilir.

Aldatma (zina) sebepli boşanma davasının genel sebepli boşanma davalarından farkı nedir?

Aldatma (zina) sebebi özel bir boşanma sebebidir. Taraflardan biri diğer eşin kendisini aldattığını ispatlarsa karşı taraf kusurlu bulunur. Bu durumda mahkeme zina yapan eşin karşı tarafa tazminat ödemesine karar verebilir. Ayrıca mal rejimi davasında aldatan eşin payının tamamen veya kısmen kaldırılmasına karar verilebilir. Buna ek olarak aldatılan eş nafaka talep edebileceği gibi kendisi aleyhine hükmedilen nafakanın kaldırılmasını da talep edebilir.

Aldatma (zina) sebepleri nelerdir?

Aldatmaktan kasıt eşin üçüncü bir kişi ile cinsel ilişki yaşamasıdır. Ancak Yargıtay eşin üçüncü kişi ile sürekli telefonda konuşmasını, mesajlaşmasını, birlikte tatile gidilmesini, aynı evde tek kalınmasını aldatma yani zina sebebi olarak kabul etmiştir.

Aldatma (zina ) hangi deliller ile ispatlanabilir?

Aldatma yani zina her türlü delille ispatlanabilir. Bu deliller arasına whatsapp yazışmaları, fotoğraf, video, ses kaydı, sosyal medya paylaşımları, uçak- otobüs biletleri, tatil rezervasyonları gibi birden çok seçenek girebilir.

Aldatma sebepli boşanma davasında hak düşürücü süre var mıdır?

Aldatma (zina) sebepli boşanma davasında hak düşürücü süre bulunmaktadır. Şöyle ki aldatılan eş aldatma fiilini öğrendikten sonra 1 yıl ve her halde 5 yıl içinde zina sebepli boşanma davası açabilir.

Affeden eş zina aldatma sebebine dayanarak dava açabilir mi?

Zina durumunu öğrenen eş karşı tarafla aynı evde yaşamaya devam ederse affetmiş sayılmaktadır. Aldatma durumunu affeden eş, zina sebepli boşanma davası açamaz. Mahkemeler affetme durumunda zina sebebi ispatlansa bile boşanma davalarının reddine karar vermektedir.

Boşanma davası açıldıktan sonra aldatma (zina) ile ilgili Yargıtay Kararları:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/101 E.  ,  2021/2782 K. sayılı kararında zina ile ilgili şu şekilde ifadelere yer vermiştir: “Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. “

 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/4441E.  ,  2019/6576 K. sayılı kararında boşanma davası açıldıktan sonra zina ile ilgili şu şekilde ifadelere yer vermiştir: “Yapılan yargılama ve toplanan delillerden ıslah dilekçesi ile iddia edilen zina vakıasının yargılamanın devamı sırasında davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan dava tarihinden sonra 04.12.2015 tarihinde gerçekleşen bir olaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki koşullara tabi olup dava tarihinden sonra meydana gelen olaylar eldeki boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemez. Bu sebeple, davacı ıslah yoluyla, dayandığı vakıaları değiştirebilir veya davaya yeni vakıaları dahil edebilir ise de, boşanma davasının devamı sırasında işlendiği iddia olunan zina fiilinin veya başkaca bir kusurlu davranışın ıslah yoluyla olsa dahi eldeki boşanma davasında davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenmesi ve davanın bu sebeple kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan sebeplerle, davacı-karşı davalı erkeğin zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”

Yukarıdaki Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere boşanma davasında zina sebeplerini ispatlamak önemlidir. Bu sebeple bu davanın bir avukat yardımıyla takip edilmesi gerek hak mağduriyetine yol açılmaması gerekse dava sürecinin hızlı ve etkili olabilmesi için faydalı olacaktır. Bu sebeple boşanma davanıza yardımcı olmamız veya aklınıza takılan sorular için bizi her zaman arayabilirsiniz.https://www.bereshukuk.com/aeen_team/av-beyzanur-zivali-devecioglu/

Yorum Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir